Devesi çalınan bedevinin hikayesi

by Burak SARAL
176 görüntüleme

Devesiyle birlikte çölde yürümekte olan bir bedevi, güçlükle yürüyen, susuzluktan dudakları kurumuş bir adama rastlamış. Adam bedeviyi görünce su istemiş. Bedevi devesinden inmiş ona su vermiş. Suyu içen adam birden bedeviyi iterek deveye atladığı gibi kaçmaya başlamış.

Bedevi arkasından bağırmış: “Tamam, deveyi al git ama senden bir ricam var. Sakın bu olayı kimseye anlatma!”
Bu isteği tuhaf bulan hırsız biraz duraklayıp, nedenini sormuş: “Eğer anlatırsan”, demiş bedevi, “Bu her yere yayılır ve insanlar bir daha çölde muhtaç birini görünce yardım etmezler.”


Kötü, kötülüğünü övünerek anlatırken, iyiliklerin ve iyilerin önünü kestiği için aslında verdiği zarar daha da katmerleşir. Kalplerdeki şefkat ve merhamet duygularının zayıflamasına, hatta yok olmasına sebep olur. O zaman da insanlar bir daha muhtaçlara yardım etmez duruma gelir.

Şöyle bir etrafımıza bakalım. İyilik yapmak isteyip de yap/a/mayan, yapmak istemeyen ne kadar insan var. Sorsanız aslında hepsinin öyküdeki gibi veya buna benzer bir hikâyesi vardır. İşte bu durum insanlık adına büyük bir kötülük, hatta düşmanlıktır. Birilerinin kötülüğü yüzünden, birilerinin iyiyi kötü göstermesi yüzünden iyiler azalıyor, iyilikler azalıyor.

Kısaca bedevinin dediği gibi, kötülük yayılmasın ve yardım etme duygusu yok olmasın.

Bir yorum gönderin

İlginizi çekebilir