Neden bilmiyorum ama, her şey hızlı olur büyük şehirde.
İnsanlar bile hızlı doğarlar, çünkü anneler normal doğum beklemezler…
Hızlı yaşar insanlar. Hızlı yemek yerler. Hızla bir yerden bir yere yürürler. Arabaları ile aşırı hız yaparlar.
Hızlı tanışırlar, hızla beraber olurlar, hızlı cinsellik yaşarlar, hızlı mutlu olurlar, hızlı ayrılırlar, çok hızlı mutsuz olurlar.
Her şey hızlı olur… Hatta o kadar hızlı olur ki… Hızla ölürler büyük şehirlerde ki insanlar…
Oysaki yavaşlamak lazım… Sağlıklı ruh bedeni ile yan yana yürüyüp ona gecede, gündüzde, korkuda, sevgide, tasada, endişede eşlik edendir. Ruhumuzu bedenimizden ayırmamak, onu koşturup yormamak gerekiyor. O yüzden işe yavaşlayarak başlamak lazım… Ruhumuzu hayatın doğal hızına olağan ritmine bırakmak lazım. Yememizi içmemizi, aşık olup sevmemizi, koşuşturmaca mızı mümkün olduğu kadar yavaşlatmak lazım. Acele etmek için bile acele davranmamak lazım… Beden ve ruhumuza baş başa kalıp konuşup anlaşmaları için zaman tanımamız lazım…
Bazılarınıza komik geliyor biliyorum… Ama ikisi ayrı şeyler ne bedeni, ne ruhu diyorsunuz… Peki soruyorum size canınız sıkkın olduğunda neden mideniz ağrıyor? Neden görmek istemiyorsunuz, bedenle ruh birbiri ile ilintilidir!
Yada canınız sıkkın olduğu zaman yemek yemek istemiyorsunuz yada mutluyken daha fazla yemek yemek istiyorsunuz neden?
Bedeniniz ve ruhunuza baş başa kalıp konuşup anlaşmaları için zaman verin…
Daha yavaş yemeye, dinlenmeye, uyumaya, zamanı uzatıp daha fazla yaşamaya, hayatı daha çok paylaşmaya bakın…
Eğer hayata daha çok huzur, çeşit, neşe eklemek… hayatı geçmemek istiyorsanız birinci adımın hep aynı olduğunu unutmayın…
Yavaşlayarak başlayın memnun kalacaksınız…