Merkezi sınav sistemi hayatım için yeni bir testi daha öngörmüş ve beni sınava hazırlanmaya fısrat vermeden sınamaya başlamıştı. Yapabileceğim tek şey…
Yazdıklarım
Bazı zamanlarda olmadık şeylerden kötü olan… O kötülüğünü üstüme bulaştıran ve piskolojimi alt üst eden insanları sindiremiyorum…
O’nu bir deli gibi sevmiştim. İnsan niçin sever? Dünyada tek bir varlık tanımak, kafamızda tek bir düşünce.kalbimizde tek bir istek, dudaklarımızda…
Bazen, aslında tamda şimdi; KAHRETSİNN!! diyorum! Bu sözümle beraber çaresizlik yakama yapışıp beni hırpalamak için elinden geleni yapıyor. Belki başarmak için…
Akan duran her damlacık sanki; bir kardeşi, evladı yada sevgiliyi arıyordur. Bazen gözden akan bir yaşta, kimi zaman gökten düşen damlalarda…
Eser gürler, bazen hırlar, bilirsin işte aniden uğuldar. Kimi üşütür, biri ısıtır, bir koku takılır peşine ya da ucuna, alır sürükler,…
İki çift göze merhaba diyen sözcüklerim, onların beni okuyabilmeleri için cümleler oluşturmaya başlar. Zıtlığımın yansıttığı kavram problemleri sözcükler arasında guruplaşmaya neden…
Yazmak istediğim her şeyin kara umutlarımla dolu olduğunu fark edip kendime dur diyebilecek gücü aramaya başlamak. Kendine odaklanmak hiç var olmamışçasına…
Bugünün ışıklı saatleri; uyandığımdan bu yana göz yaşları döküyordu gökten yağarcasına, korunmak için açtığım şemsiyenin altında seni beklerken Üsküdar’dan denize bakıyorum.…
“11 Şubat 2003 babaannemi son gördüğüm gün… Babam dizinde uyurken…” Gün doğdu diye hep güzel haberler almak gerekmez değil mi?…
Şu an bana sarılıyor olman o kadar güzel ki, bu binanın en tepesinden seninle ayaklarımızın altında ki insanlara bakmak, seni öpmek,…